14 Temmuz 2016 Perşembe

LOLİTA- VLADIMIR NABOKOV

    Nabokov’un Amerika’da yayınlayamayınca ilk olarak Fransa’da yayınladığı, yıllarca yasaklanan, tartışılan, kült eseri.
    Konusu itibariyle insanların ön yargıyla bakması garip bir durum değil. Çünkü orta yaşlarda pedofili bir erkeğin, ev sahibesinin on iki yaşındaki küçük kızına duyduğu tutkuyu ve aşkı konu edinen bir eser. Lolita’nın insanı en rahatsız eden yanı Humbert adlı karakterin sadece bir sapıklık olarak değil, gerçek bir aşık olarak kendini anlatması ve oldukça entelektüel ve şiirsel bir biçimde aşkını dile getirmesi. Bu şekilde yazması bizim baş karakterden nefret etmemizi bir şekilde engelliyor ona karşı acıma duymamıza neden oluyor. Böyle bir konudan beklenmeycek bir duyguya sürüklüyor yani yazar bizi. Asıl o rahatsız ediyor okuru. Yazar ise okurun erotizm konusu hakkında beklediğini bulamadığı bir eser olduğunu söylüyor Lolita hakkında. Erotik kitaplarda cinselliğin basamak basamak tırmandığını, kendi kitabında ise hep aynı çizgide olduğunu bu yüzden beklentiyi karşılamadığını,  ayrıca Lolita’nın oldukça ahlaki ve edebi bir eser olduğunu söylüyor. Ve Lolita’nın yazılma amacının kendisine edebi ve estetik bir zevk vermiş olması olarak tanımlıyor.
    Ayrıca yine okuru, en azından beni, rahatsız eden durumlardan biri de Humbert adlı karakterimizin bu aşkında karşılıklı olduğuna ve on iki yaşındaki Dolores’in (Lolita) de bu duruma itirazı olmadığına yönelik cümleleri. Ama bir şeyi unutmamalıyız ki bu hikaye bize Humbert adlı karakterin gözünden anlatılmış ve bu sebeple böyle bir yönlendirme yapılması çok doğal. Zaten bazı cümlelerden  ve Dolores’in  duygu ve davranış durumlarından, ruhen ve bedenen zedelenmiş bir çocuğun varlığını anlıyoruz. Bunun gözümüze sokulmadan yapılması ise olayı daha dramatik kılan unsurlardan bana göre.
    Kitabın farklı zamanlarda farklı yönetmenler tarafından çekilmiş iki tane de filmi bulunuyor. 1962 yapımı olan Stanley Kubrick tarafından, 1997 yapımı ise Adrian Lyne tarafından çekilmiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder