6 Temmuz 2016 Çarşamba

BAYAN PEREGRİNE’NİN TUHAF ÇOCUKLARI-GÖLGE ŞEHİR

      Bayan Peregrine’nin Tuhaf Çocukları serisinin ikinci kitabı olan Gölge Şehir’de kahramanlarımız bir önceki kitapta bıraktığımız yerden devam ediyor. Olaylar çok daha sürükleyici bir şekilde ilerliyor. Yine kitapla paralellik gösteren fotoğraflar sayfalarda yer alıyor. Bunun haricinde benim bu seri hakkında söyleyeceğim başka bir durum var. Kendini ikinci kitapta daha güçlü bir şekilde hissetiriyor. O da şu : Irkçılık ama kendi ırkını tüketen bir ırkçılık.
       Malumunuz konumuz ellerinde olmayan sebeplerle sahip oldukları tuhaflıklar nedeniyle toplumdan soyutlanmış karakterlerin maceralarını konu alıyor. Kendilerini toplumun geri kalanından izole etmek için zaman döngüleri oluşturuyorlar. Olayın trajik yanı ise onlara zarar veren canavarların yine kendi içlerinden çıkmış olması. Kendilerini toplumdan dışlayan normal insanlardan daha üstün gören bir grup ayrılıkçı tuhafın dünyaya hükmetmek istemesi sonucu tuhaflar dünyasında gölge denilen canavarlar oluşuyor. Ve yıllar yılı süren bu kaçma kovalamaca ve saklanma olayı baş gösteriyor. Normal insanlar hiçbir şeyden haberleri olmadan hayatlarına devam ederken, tuhaflar kendi içlerindeki bu çatışma yüzünden av ve avcıyı oynamak durumunda kalıyor. Kendi ırklarına diğer insanların onlara verdiği zarardan  çok daha fazla zarar veriyorlar. Ve bunun doğuşundaki asıl sebep de kendilerini diğer insanlardan daha üstün görmeleri. Yani temelinde bu düşüncenin olması. Gölge Şehir kitabında bazı diyaloglar ise bu düşünceyi bayağı dile getiriliyor. Evet ayrılıkçı grubun bu düşünceleri nedeniyle ortaya bu durum çıkıyor fakat kendi baş karakterlerimizin konuşmalarında bile bu düşünceyi hissedebiliyoruz. Örneğin Emma’nın Jacop’a ‘’ Tuhaflıklarımız diğer insanlardan eksik olduğumuzu değil onlardan fazla olduğumuzu gösterir’’ demesi. Normalde kendini üstün gören ırklar diğer ırklara zarar vererek bunu dile getirir. Bu hikayede ise kendilerini çürütüyorlar. Yazarın bunu bir alt metin olarak sunduğunu hiç sanmıyorum ama ben okurken bu düşünceler aklımdan geçmişti. O sebeple yazmak istedim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder